Evlendikten sonra yeni bir aile kuruluyor ve çekirdek aileye adaptasyon süreci oluyor. Bunun yanında kök aileden kopmak, yavaş yavaş o taraftan ayrışmak da süreci uzatabiliyor. Genellikle erkeklerin kök ailesine daha düşkün olduğunu görüyoruz. Kadınlar yeni kurdukları aileyi yaratma, kurma çabasında oluyorlar. Elbette tersi durumlar da yok değil fakat erkeklerin çekirdek aileye zaman ve enerji ayırma kısmında daha bilinçli olması gerekiyor. Bu durumda kadın partner “Acaba eşim ailesine, annesine bağımlı mı?” eğer öyleyse “ailesine bağımlı erkek nasıl anlaşılır?” gibi soruların içinde kendini bulabiliyor. Bu yazımızda “erkek bir bireyin ailesine bağımlılığı var mı, varsa göstergeleri nelerdir” bunu anlatacağız.
Ailesine Bağımlı Erkek Nasıl Anlaşılır
- Yakın Oturmak, Aile Apartmanı: Ailesine düşkün erkeklerin birçoğu kök ailesine yakın ya da aynı apartmanda – bir iki sokak ötede oturabiliyor. Ailesine yakın oturması elbette bir tesadüf değil, sık sık gelip gitmeyi kolaylaştırmak için açık bir seçim. Özellikle altlı üstlü oturmalarda problemler sık çıkabiliyor. Sevdiklerimize yakın olmak hoş bir duygu fakat çok yakın olmak pek de hoş olmayan sonuçlara yol açabiliyor. Özellikle kayınpeder, görümce, kayınvalide gibi figürler anlayışsız, oğlunun – gelininin özeline saygı duymayan yapılarsa dip dibe olmak büyük dezavantaj yaratıyor.
- Her Gün Telefon Görüşmeleri: Bireylerin anne babalarıyla konuşmaları güzel bir durumdur. Saygı, hürmet, minnet, sadakat gibi duyguları barındırmakta olumsuz bir yan olmasa da bu duyguları sadece iyilik gördüğümüz bireylere değil suistimale uğradığımız kişilere de gösteriyoruz. Mevzu bahis anne babaysa bu ihtimal katlanıyor. Ana babası tarafından borç altında bırakılan erkek bunun karşılığını vermeye kendini mükellef görüyor. “Onlar beni büyüttü bu günlere getirdi” ile başlayan cümlelerle giden birçok davranış gözle görülebilir. Uzun uzadıya telefon görüşmeleri, herşeyi karşılıklı anlatma isteği, herhangi en ufak ihtiyaçta evladı görevli bilmek yeni bir aile kuran erkeğe aslında yük gibi gelse de bunu kabul etmeyip beklentileri yerine getirmeye çalışıyor.
- Erkeğin Ailesini Eşinden Üstün Tutması: Zaman ayırma, değer verme, öncelik gösterme gibi tutumlarda erkek, eşini ihmal ediyor ve geri plana atıyorsa bu da istenir bir durum değildir. Bu durumda kadınlar genellikle bir yanılgıya düşer: Eşinin ilgisini zorla almaya çalışır tarzda tutumlara girerler. Saldırganlaşır ve işi çekişmeye götürür. Bu durum erkeği ailesine daha da yakınlaştırır. Yani bir nevi kadının korktuğu başına gelir. Eğer erkek ailesine düşkün ve eşinden daha önde tutuyorsa bunu değiştirmenin yolu eşi kazanmak yolunda yapıcı girişimlerle olur. Bunun da garantisi olmamakla birlikte en azından kadının şansı olur. Diğer türlü kavga, tartışmalar bitmek bilmez.
- Hemen Savunmaya Geçmek: Kadın eşler eşinin ailesiyle ilgili en ufak bir eleştiri yaptığında erkek eş direk savunmaya geçiyorsa, ailesinin suçlandığını düşünüyorsa, aşırı tepkiler veriyorsa ailesine aşırı bağlı ve kutsal kabul etmiş olabilir. Eğer eleştirinizde ya da fikir sunmanızda bir aşırılık ve art niyet – saldırı bulunmadığını düşünüyorsanız, bundan eminseniz ve eşinizin tavrını abartılı buluyorsanız o noktada bir sıkıntı var denebilir. Sizi düşman gibi algılayıp kök ailesini savunulması gereken mazlum yapı olarak görüyorsa tam olarak aile olmuş sayılmazsınız. Bu tür durumlarda kadın partnerler eşine gösterme&anlatma çabasına girdiklerinde çaresiz ve çözümsüz kalırlar. Uzman desteği ile kitap tavsiyeleri ve seanslarla bu aşırılıkların erkek partnere gösterilmesi mümkün olmakta.
- Pasif Agresif Tutumlar: Özellikle anneler tarafından takınılan bu tutum bir tür psikolojik şiddet sayılabilir. Oğlu istediğini yapmadığında, gel dediğinde gelmediğinde, bir şekilde hayır dediğinde anneler surat yapabiliyor, küsebiliyor, tavır takınabiliyor. Bu durum yapılan kişide suçluluk ve vicdan duygularını uyandırıyor ve telafi içine giriliyor. Bu şekilde kontrolü elinde tutan anne, istediği gibi oğluna ve dolayısıyla oğlunun hayatında olanlara yön verebiliyor, yönetebiliyor. Kadın eşler bunu objektif bir şekilde dışardan görse de eşlerine anlatamıyor. Çünkü bu tür durumları kabul etmek kolay olmuyor. Annesi özellikle belli yaşın üstünde olan, “yaşlı ne yapalım bu yaştan sonra kırmayalım üzmeyelim” tarzı cümlelerle alttan alma, görmeme davranışını savunuyor erkekler.
- Hayırsız Evlat: Kök ailesinin, özellikle anne – babasının isteklerini ve beklentilerini yerine getirmeyen evlenmiş erkek, kendi ailesi tarafından hayırsız evlat gibi sıfatlarla nitelenebilir. Bu konuma geçmemek için erkek partner ailesini memnun etmek, bir dediklerini iki etmemek yoluna gidebilir. Bu kadın eş tarafından hoş karşılanmaz. Bu tür durumlarda erkeğin sınırlarla ilgili geliştirilmesi, suistimale uğradığıyla ilgili bilinçlendirilmesi ve bu tür toksik tutumlara karşı sesini çıkarabilmesi gösterilmelidir. Diğer türlü kendi kurduğu aile içinde sıkıntılar baş gösterir.