Bir narsistle illişkide olmak dünyanın hem en mantıksız ve yıpratıcı yakın ilişkisi hem de içine çekilen kara delik gibi ne kadar mantıksız ve akıllıca olmadığı bilinse de ilişkiye devam edilen irrasyonel bir bağlam. Sayısız insan böyle bir ilişkinin içinde. Peki bu tesadüf mü? Neden güvenli bağlanan kişiler cezbetmiyor, ilgi uyandırmıyor da narsistlere çekiliyorsun? Neden narsistin love bombingi diğer kişilerin ilgisine, özenli yaklaşımına ağır basıyor? Kötü davranmasına, değersiz hissettirmesine, tehdit ve kesip atmalarına rağmen neden hala berabersin? İlişki bitse de geri döndüğünde hayır diyemem diye korkuyorsun.
Duygusal Yoksunluk
Sevgiye açlık, özellikle çocukluk döneminde bakımverenler tarafından yeterince ilgi alaka ve sevgiye doyurulmamış çocuk, gelecekte yetişkinlik hayatında romantik ilişkilerde kırıntılara muhtaç kalır. Genellikle sevgiyi gösteremeyen, sevme yetisi bulunmayan, çocuğun var oluşunu onayamayan ebeveynlerin çocukları bu kaderi yaşar. Diğer yandan çok kardeş sayısı arasında ilginin paylaşımı, geride kalmak, görülmemek gibi birçok faktör de katkı yapabilmekte. Kısaca duygusal anlamda yoksun olan kişi, narsistlerin özellikle ilişkinin ilk etabındaki ayakları yerden kesme ve peri masalı vaad etme tuzağına düşmek için bire bir.
Yaygın hatalı düşünme şekli; çocuklukta kalan sevgi eksikliği neden şu günümü etkilesin ki? Kaç yaşına gelmişim hala nasıl sevgi beklerim!? Eğer içteki çocuk yoksun kalmışsa yaş fark etmeksizin yetişkinlikte de duygu arayışı, eksikliğin giderilmesi, yapışma, kırıntılarla yetinme gibi duygusal yoksunluk şemasının özellikleri devam eder. Sadece biyolojik yaşın ilerlemesi yeterli olmaz, duygusal yaşın da büyütülmesi, içimizdeki çocukla iletişim kurmak ve ilgilenmek olmazsa olmaz.
Tekrarlama Zorlantısı
Psikoloji bilgisi ve temeli olmayan okuyucuların zorlanacağı kısma geldik. Anlaşılır, halk diliyle yine de bu anlaşılması zorlu dinamikleri iletmeye çalışacağım. Bir kız çocuğu ele alalım. Bu kız çocuğunun babası sevgisini göstermeyen, paylaşımda bulunmayan, onay ve takdir vermeyen, kızının saçını sadece uyurken okşayan baba modeli. Klişe söylem olan tanıdık, aşina insanlara çekiliriz tabirini duymayan yoktur. Tamam fakat neden böyle olduğu ile ilgilenmemiz şart. Sadece tanıdık olan dili konuşmak açıklaması yetersiz.
Konunun özü şu ki; var oluşun kanıtı, onanması söz konusu. Yanısıra bağlantılı olarak çocukluk travmasının partner üstünden aşılması girişimidir narsistle beraberlik. Daha detaylı açayım; babanın çocuğa verdiği mesaj; sevilmeye değer değilsin, değersiz ve boşa yer kaplayan birisin, seninle vakit geçirmeye değmez, benim için yoksun. Bu mesajlar çocuğun var oluşunun kanıtlanması ihtiyacını ortadan kaldırmaz. Çocuklukta kaçırılan tren yetişkinlikte yakalanmaya bakılır: Bu tren yine babaya benzeyen bir erkek üstünden ilişkide yakalanmaya çalışılır. Narsist erkeklerin partnerleri çabalaması gerekir, birşeyleri elde etmesi için ter dökmesi, hak etmesi, kazanması gerekir. “Zor seviyorum” cümlesi çok şey söyler. Kolay elde edilen değersizleşir. Narsistler bunun için birebirdir. Belirsizlik, tutarsızlık, dengesizlik, duyguları belli etmeme…
Narsist profildeki erkeğin onayı, sevgisi, ilgisi, takdiri, değerli ve önemli hissettirmesi elde edilirse çocukluktaki elde edilemeyen, sakınılan misyon geç de olsa sağlanmış olacaktır: “Sevilmeye değerim”. “Babam bile sevmedi” duygusu yerini “Evet babam sevmemiş olabilir ama sevilmeye değermişim, bunu tattım” duygusuna bırakır. Tabii küçük(!) bir sorunumuz var: Narsistler kişiyi olduğu gibi sevme yetisinden yoksun!
Paradoksun Çözümü
Narsist eğer karşısındakini olduğu haliyle sevme yetisinden yoksunsa çocuklukta kaçırılan treni nasıl yetişkinlikte yakalayacağım? Treni bu durakta da yakalayamadım, sonsuza kadar sevilmeyeceğime mi inanacağım? Bu çok ağır. Çıkmaz sokak mı? Başka bir yol yok mu? Partnerini sevemeyen, sadece kendini merkeze koyanların insafına kaldıysam vay halime!
Ayrış, irtibatı kes, yalnızlık çek, kendini tanı. Sevilebilir ve değerli olduğunu öteki(baba – partner) üstünden görmeye çalışmaya devam ettiğin her an özgür değilsin. Bu figürler hayatta senin istediğini vermemek için varlar. Sınanıyorsun. Sınavın bu. Yalnız kalabilme becerini geliştirmek zorundasın ve yalnızlık duygusunun ezici ağırlığı altında kalabilmen gerekiyor. Bu, sonsuza kadar hayat arkadaşsız geçirmek zorundasın anlamına gelmiyor. Muhtaciyetten çıkıp seçebilme ilişkisine geçiş gerekli. Seçene hayır diyememekten çıkıp sevebilme kapasitesine sahip biriyle birlikte olmayı seçebilme tesis edilmeli. Kulağa kolay gelmiyor olabilir, tatsız da görünüyor olabilir. Gerçekten de öyle. Hazine, en çok bakmaktan korktuğumuz yerde.