Kayıp ve Yas Sürecinde Neler Yapılmalı
Bir yakınınızın, sevdiğiniz birinin vefatı, romantik ilişkinin bitmesi&boşanma, işyerinden ayrılık, taşınmak, vücudun organlarını kaybetmek (örneğin kol-bacak kaybı) gibi durumlar kayıp olarak adlandırılırken bu kayıpların sonucunda süregiden zaman dilimine yas denir.
Yas süreci ortalama 6 ay ila 1 sene sürerken bu süre yer yer 2 seneye kadar uzayabilir. Yas süreci kişiden kişiye değişiklik göstermekle beraber bu süreçte yapılıp edilenlerden direkt etkilenir. Yani süre kısalabilir de sürüncemede de kalabilir hatta tüm hayatı etkileyecek patolojik bir görünüm de alabilir.
Özellikle İlk Haftalarda Ekstra Yükümlülüklerden Kaçının
Kayıp durumlarında kültürümüz gereği dost, akraba, konu komşu ziyaretleri oluyor. Kaybın yaşandığı hane helva, lokma, pilav gibi yiyecekler sunabiliyor. Hali hazırda acı çeken bireyler bir de gelen gidene hizmet etmek zorakiliği hissettiğinde şartlar zorlaşabiliyor. Bu noktada hane bireyleri birbirlerine iş şart koşmamalı, zoraki görevler vermemeli, ziyaretçilere hizmet için kendilerini kasmamalılar. Zaten içleri yanan kişiler bu tür sorumlulukları zorlanım olarak görebiliyor. Ki bu da normal bir durum.
Kaybı Ağır Yaşayan Bireylere Direkt Telkinlerden Kaçının
Yakınların kayba verdikleri tepkiler, üzüntü derecesi farklı olmaktadır. Bazıları daha metanetli kalırken bazı bireyler derin bir hüzün ve depresyon yaşayabiliyorlar. Süreci ağır geçiren bireylere iyi niyetli şekilde yaklaşan çevredekiler direk söylemlerde bulunabiliyor. Bunlar kişide anlaşıldığını hissetmeyi gerçekleştirmiyor. Örneğini; “Üzülme yavrum, Allah’tan geldi napacaksın”, “Ölenle ölünmüyor kızım, önüne bakacaksın artık”, “Kendini çok yıpratıyorsun bu kadar harap etme(duyguyu anlamama)”. Bu tür söylemler ne kadar iyi niyetli olsa da kişide hoş hissiyatlar yaratmaz.
Yas’ın Bir Süreç Olduğunu Bilin
Kaybın ardından ilk etapta inkâr aşaması gelir. Kişi ölümü kabul edemez, etmek istemez, yakını hala hayattaymış gibi düşünceler ve davranışlar sergileyebilir. Bu durum aslında faydalıdır. Ne kadar yakınları korkutabilse de, kişinin kendisi ya da yakınları “Deliriyor mu, çıldırıyor mu acaba?” gibi endişelere kapılsa da kaybın kabulü çok büyük acı ve yıkım yaratacağından inkar devrededir. Bu süreçte kişi hiç birşey yapmak istemez, hayat enerjisi çekilir, uyumak – yalnız kalmak isteyebilir. Bir nevi enerji tasarrufu modundadır. Bu süreçte kişiden özellikle yakın çevresi görev, iş, yapılması gerekenleri beklememesi yerli olacaktır. Kişi kaybın tazeliğiyle boğuşmaktadır. Diğer herşey fazla gelir. İnkar süreci zamanla yerini öfke, depresyon, kabul gibi aşamalara bırakır.
Tam Anlamıyla Tutulmayan Yas Yaşamın Devamını Etkiliyor
Zamanında acısı yaşanmamış durumların ileriki yaşam dönemlerinde etkilerinin görüldüğünü biliyoruz. Tutulmamış bir yas, yaşama karşı enerji düşüklüğü, hevessizlik, durağanlık, depresiflik gibi etkilere yol açabiliyor. Hiçbir duygunun bastırılmaması gerekiyor. Yas sürecinde de üzüntü, kayıp, yalnızlık, hüzün, melankoli gibi duyguların yaşanması, yaşamın geri kalanını olduğu gibi yaşamaya vesile olan aslında faydalı durumlardır. Elbette ne kendimiz ne sevdiklerimizin üzülmesini istemeyiz. Fakat ortada üzülecek bir gelişme varsa bu üzüntüyü bastırmak, yokmuş gibi davranmak yapılabilecek en büyük zarar. Kişi bastırdığı sürece irritabl, öfkeli, tahammülsüz, keyifsiz, mutsuz bir benliğe bürünebiliyor.
Yası Derin Tutan Bireyi Gözlemleyin
Bireyi gözlemleyin ve neye ihtiyacı olduğunu bulun. Kimi yalnız kalmak ister, kimi konuşmak ve paylaşım ister, kimi de sarılmak ağlamak ister. Kendi doğru bildiklerinizi sunmak yerine kişinin neye ihtiyacı varsa onu vermeye yönlenin. Bu süreçlerde konu komşu kimseyi memnun etmeye çalışmayın, kendi kaybınıza odaklanın. Ölüm durumlarında birey mezarlığa gitmek istiyorsa götürün. Mezarlığa gitmek istememek de sık görülen bir durum. O durumda da kişiyi kesinlikle zorlamayın. Zamanla kabulle birlikte mezarlık ziyaretini yapacağı günler gelecektir.