Birçok danışanımdan aynı soruyu alıyorum: Çocuğumda dikkat eksikliği hiperaktivite var çocuğuma nasıl davranmalıyım? ”Bazen sinirlerime hakim olamıyorum ve bağırıyorum, pişman olacağım şeyler söylüyorum, fiziksel olarak hırpalayabiliyorum, dövüyorum” Özellikle annelerden duymaya alışık olduğumuz cümleler. Dışarıdan bakıldığında ilk etapta ‘kötü anne imajı’ göze batsa da DEHB’li çocuk/çocuklarla yaşamanın zorluklarını onlar biliyor. Fakat yine de ne olursa olsun birer ebeveyn olarak üstüne düşeni herkesin yapması sorumluluk sahibi olmanın gereğidir. Dikkat eksikliği ve Hiperaktivite zorlayıcı ve zaman zaman da işlerin çığrından çıkmasına sebep olan bir bozukluk olsa da anne baba ve diğer bakım verenlerin etkili eğitimi ve bilinçlendirilmeleriyle birçok aile içi problemi çözüme kavuşturabiliyoruz.
Çocuğum Neden Kışkırtıcı ve Sinir Bozucu Davranıyor
Aslında çocuğunuzun sizi bilerek sinir etmesi gibi bir durum söz konusu değil. Bozukluğun getirdiği bazı durumlar sonucu çocuğunuz sizin direktifleriniz ya da beklentileriniz doğrultusunda hareket edemiyor. Bunun başlıca karakteristik özelliklerinden paylaşayım. Kısa süreli hafızaları normal beyinlere göre daha az işlevsel dolayısıyla unutabiliyorlar, az önce yaşanan şeyi/söylenenleri akıllarında tutamıyorlar. Bu da ”daha sana yeni söylemedim mi?” tarzı ebeveyn söylemlerine yol açıyor.
Organize olmada ciddi zorluk yaşıyorlar. Çok acil evden çıkmanız gerekiyor ve çocuğunuzun üstünü hemen giymesini söylediniz. Fakat tabletine dalmış devam ediyor. Çorabını bile giymemiş ve tepeniz atıyor. Zamana yayılan sürelerde dahi işlere başlayamama, düzene koyamama ve devam ettirememe söz konusuyken, stresli ve kısıtlı bir süre zarfında DEHB’li çocuklardan pratik ve işlevsel olmalarını beklemek çok gerçekçi değil. Dolayısıyla çatışmalar meydana gelebiliyor.
İlgilerini çekmeyen her şeye mesafeliler dolayısıyla ev işlerine yardım etme, dağıttığını toplama, ödev yapma, istenilen yardıma koşma gibi normalde çok keyifli gelmeyen aktivitelere karşı kayıtsız kalabiliyorlar. Özellikle ev hanımları bu tür tutumları tolere etmede afallayabiliyor. Çocuklarının evle ilgili konularda sorumluluk almadığını, umrunda olmadıklarını düşünebiliyorlar fakat çocuk bunu bilerek yapmıyor. Beyin yapısındaki farklılıktan ötürü gelen vaziyetin kurbanı oluyor.
Peki Bütün Bunları Anladım, Nasıl Davranmalıyım
Öncelikle yukarıdaki örneklediğim 3 durum gibi çocuğunuzun birçok nörolojik zorlukla sürekli halde iç içe yaşadığını kabul etmelisiniz. Bu hem sizi rahatlatacak hem de çocuğunuza karşı daha merhametli ve kabullenici yaklaşmanızı sağlayacak.
Dikkat eksikliği ve hiperaktiviteli çocuklar, diğer çocuklara nazaran daha fazla koçluk, rehberlik ve yönlendirmeye ihtiyaç duyarlar. Çünkü kendi başlarına hayatlarını organize edemezler, zamanı kullanamazlar(geç kalırlar, okula gitme ya da akşam oyundan eve dönme vaktinin farkına varamazlar). Dolayısıyla çocuğunuzun anne babası olmanın yanında onun danışmanı da olmalısınız. Tabii bunu sürekli dikte ve emir kipiyle değil bir hatırlatıcı, yardımsever bir yakın üslubuyla yapmalısınız. Biliyoruz ki birçok DEHB‘li sürekli birşeylerin kendisine söylenmesini, yapılmasını istenmesini hoş karşılamıyor. Bu uzun vadede onların özgüven ve öz saygılarına yansıyor.
Dışarıda, okulda, arkadaş çevresinde DEHB’li çocuklar diğer çocuklara göre daha fazla dışlanmaya, eleştiriye maruz kalıyor. Bunun bilincinde olarak en azından ebeveynleri sıfatıyla daha şefkatli ve kabullenici olmaya çalışın. Emin olun buna açlar. Savrulmuşluk ve itilmişlik hissinden bir nebze de olsa kaçmak istiyorlar. Sıcak bir kabul onlar için büyük anlam ifade eder. Hele ki ebeveynlerinden gelirse…
Sinirlendiğinizde jest, mimik ve beden dilinizi saklamaya çalışın. Hiçbir şey ima etmeden, aşağılamadan ortamdan kısa da olsa uzaklaşmaya bakın. Hastalığı aklınıza getirin ve çocuğunuzun özel durumunun şuanki duruma sebep olabileceğini ihtimal dahilinde bulundurun. Bundan önce bağırıp çağırdıysanız işe yaradı mı? Şimdi de işe yaramayacak emin olun. İşe yaramamasından öte uzun vadede size karşı itinme bile gerçekleştirebilir. Amacımız onları kaybetmek değil kabullenmek. Dolayısıyla sinirlerimizi kontrol altında tutmayı pratik ederek öğrenmemiz şart olacak. Bununla ilgili detaylı bilgiyi gelecek yazılarımda, videolarımda ve hali hazırdaki Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu ile ilgili Eğitimimde bulabilirsin. Güzel yollar kat ettik, seni de aramızda görmek isteriz.