Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Ebeveyni Olmak

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Ebeveyni Olmak
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Ebeveyni Olmak

Çocuğum kıpır kıpır, nerde ne yapacağı belli olmuyor. Evin içinde oradan oraya koltukların tepesinden zıplıyor, düz duvara tırmanacağından korkuyorum…

DEHB bulunan çocukların girişkenliği, bir anda aklına eseni yapması bazen(tamam belki sık sık) ebeveynleri diken üstünde olmaya itebiliyor. Riskli davranışları gerçekleştirme ihtimalleri daha yüksek. Kazalar, sakatlıklar, kırık çıkıklar fazla. Böyle olunca akıllara ”acaba biz yanlış bir şeyler mi yapıyoruz”, ”ters mi davranıyoruz, ilgilenemiyor muyuz” gibi içsel sorgulamalara hatta eşler arasında tartışmaya kadar varabiliyor.

Anne-babanın kendini sorgulaması bu noktada normal fakat bunun ayarının iyi yapılması gerekiyor. Eminim sen de ara ara hatayı, eksiği kendinde aradın. Bazen yalnız hissettin, eşinin bile seni anlamadığını düşündün. Şunu bilmeni isterim ki çocuğunun davranışları tamamen sana ve eşine, çevreye bağlı değil. Fakat sizin tutumlarınız, yaklaşımınız, evin içinde kullandığınız teknikler, iletişim şekliniz, cezalandırma ne durumda(!), sosyal destek mi yoksa ters yönde mi tutum var… Bu tür faktörleri uzatabilirim çünkü hepsi birleşince belirtilerde artış ya da azalma oluyor. Bunlar hakkında doyurucu bilgiden yoksun olmak büyük eksiklik. Telafisi ise mümkün.

Çevreden gelen kınamalara, çirkin bakışlara aldırma. Biliyorum bu bu kadar kolay değil fakat senin içinde bulunduğun durumu onlar ne bilir ne de anlayabilir. Dolayısıyla etraftaki bu cahil ve bilinçsiz negatif enerjileri yüklenmemeye çalış. Çocuğuna ve sana katkı sağlamıyorlar, kendini iyi hissetmene yol açacak kolaylıklar üretmiyorlar. Onların söylem ve tutumlarını rahatsız edici sinek vızıltısı gibi gör ve olabildiğince maruz kalmamaya çalış.

İnsanlar bir şeylerin sebebini öğrenmek yerine eleştirmeyi daha kolay bulurlar. Eşinden, komşularından, akrabalarından hatta uzmanlardan bile ”sabret”, ”azalır, düzelir” gibi telkinler alabilirsin. Fakat bu bozukluk sabretmekle ya da beklemekle düzelmiyor. Bu yola gidildiğinde yani çocuğun davranışlarını görmezden gelme, ebeveyn olarak yanlışa müdahale etmeyip doğruyu takdir etmeme ile belirtilerin arttığını bilmeni isterim. Bunun yerine uygun ebeveyn tutumları ile nerede ne yapılacağını bilmek, zaman içinde hem daha sağlam hem daha sağlıklı şekilde uyumu sağlıyor. Sabretmek güzel fakat seni pasifize etme riskini de barındırır…

Son olarak; DEHB’li çocuklar hayatları boyunca dışlanma ve örselenmeyle karşı karşıya kalabiliyorlar. Uyum ve sosyal ilişkiler konusunda beceriksiz olmaları bunda en büyük etken. Bu yüzden dışarıda fazlasıyla olumsuzluğa maruz kalıyorlar. Ben anne ve babanın çocuğa takındıkları ”her şeye rağmen kabullenme” tutumunu hayati buluyorum. Çünkü onların gözünde ilk kahramanları anne babaları. İlişkileri hangi yönde ne düzeyde olursa ergenlik ve yetişkinlikte diğer insanlara ve bundan da önemlisi kendi benliklerine olan tutumları bu yaşlarda şekilleniyor.