İyi günde kötü günde, hastalıkta sağlıkta… Her zaman işler verilen söze uygun ilerlemeyebiliyor. Çiftin aileleri, alkol gibi bağımlılıklar, cinsel sorunlar, şiddetli tartışmalar ve iletişim kuramama-anlaşılmama, sevgide azalma. Sayabileceğimiz onlarca sebeple birlikte evlilik sonlanabiliyor. Bu bitiş her evlilikte ve kişide farklı seyrediyor, farklı acı veriyor. Buna yol açan birçok sebep var aslında. Bu yazımızda bu sebeplere ve boşanma sürecinin evreleri, boşanan bir kişi az çok ne tür şeyler yaşar bunlardan bahsediyor olacağız.
Severek İsteyerek Mi Yoksa Bitmesi Gerekiyordu Ve Bitti Mi
Bu husus çok önemli. Partnerlerden biri bitmesi yönünde girişim yaptı(dava açmak gibi), diğer partner ise gönülsüz ve aslında boşanmayı içten içe istemiyor bir halde olabiliyor. Hala eşini sevebiliyor(sevgi duygusu hemen biten bir duygu değil). Bu tür bir durum boşanma gerçeğini kabullenmede büyük zorluklar yaratıyor ve geriye dönüşlere(zihinsel anlamda) yol açıyor. Bu sebeple eğer boşandıysan ve büyük acı çektiğini hissediyorsan ağzın ne demiş olursa olsun için ne diyor buna sırt çevirirsen büyük çatışmalar yaşarsın.
Sevgi Dışındaki Duygulara Da Göz At
Hakim sizi boşamış olabilir fakat içinizde ilişkinize ve partnere dair şeyler hala sıcak ve canlı olabilir. Örneğin haksızlığa uğramışlık ve nefret duyguları ağırdır. Bu duygular acınızı diri tutacaktır, 6 ayda atlatacağınız boşanma sonrası süreç iki üç kat uzayabilir. Diğer yandan her ne yaşandıysa yaşansın belli alışkanlıklar ve anılar onu özlemenize sevk edebilir. Bu tür durumlarda kişiler kendine kızabiliyor. Onca şey yaptı, yaşattı, hala neden onu özlüyorum? gibi kişiler kendilerine kızabiliyor. Anlamaları gereken şey şu ki duygu içimizde ve düşüncelerimiz, anılarımız gibi sebeplerden ötürü otomatik ortaya çıkıyor. Dolayısıyla onu kontrol etmeye çalışmak yerine nerden geldiğini anlamaya çalışmak tek yapmamız gereken.
Kendini Suçlamaya Dikkat
İlişkilerde bugüne kadar bir tarafın tam anlamıyla hatalı olduğu bir yapı görmedik, duymadık. Fakat şuna çok rastladık; bazı kişiler kendilerini suçlamakla o kadar meşgul ki partnerinin eksik ve yanlışlarını, boşanma sürecine getirecek adımlarını atlıyorlar. Kişi kendine haksızlık ediyor. “Şöyle yapsaydım böyle olmazdı”, “Hepsi benim hatam, her şey çok geç ah bu benim ahmak kafam”… Gördüğünüz gibi acımasızca kendini yargılayan kişi pişmanlık ve suçluluk duygularıyla boğuşuyor olacaktır. Bunun içinden çıkılamadığı sürece depresyon kaçınılmaz olur. Eğer bir de kişilik olarak hatayı kendinde görme eğilimi gibi yapılar barındıran biriyse risk daha büyük. Bu kişiler aile, yakın çevre arkadaş ve uzman psikolog tarafından desteklenmeli, boşanma süreci beraber yumuşak geçişle atlatılmalıdır.
Kimlerle İletişimde Olduğunu Fark Et
Kayıp, taşınma, boşanma gibi zor süreç barındıran durumlarda etrafımızdaki kişiler bize destek de olabilir, bilerek ya da istemeden zarar da verebilir. Boşanma süreçlerinde sığ telkinlerle anlaşılmadığını hatta daha kötü hissettiğini fark edebilirsin. “Boşver, dünyanın sonu değil”, “Önüne bak” tarzı yaklaşımlar içinde iyi niyet barındırsa dahi içinde bulunduğun durumu anlamadığını gösteren tarzda telkinlerdir. Sana iyi gelmiyorsa bu tür kişilerle en azından bu süreçte minimum kontaktta olabilirsin.
Önce İnkar Sonra Kabul
Boşanma nihayetinde kayıp gibi algılanabiliyor. Kayıp durumlarında ilk etapta inkar süreci yaşanır. Neden böyle oldu?, Ayrılamayız, bitemez. tarzında düşünceler ve hislerin altında sıkışmışlık görülür. Boşanma kabul edilmez, sindirilmez. Fakat zamanla inkar yerini kendini suçlamaya bırakır. Kendini suçlama halini sağlıklı şekilde aşabilirsen depresyon ya da defekt bırakmadan kabul kısmına geçip hayatına devam edebilirsin. Bunun için tek başına zorlandığın durumda süreci bir psikolog ile geçirmen faydalı olacaktır.